Saturday, September 12, 2009

Ayni dunya gorusu

Bu ulkenin dindar yoneticilere ihtiyaci yok. Bu ulkenin, durust, daima ileriyi dusunen, halkin her kesimine temel hak ve ozgurlukleri goturebilmek temel ulkusu olan ve ne olursa olsun "demokrasi" diyen yoneticilere ihtiyaci var. Bu ozellikleri saglayan yonetici ister muhafazakar, ister sosyal demokrat olsun, ulkesinin gelecegini dusunen akilci insanlar tarafindan kucaklanmali, desteklenmeli ve tesvik edilmelidir.

Bugun sosyal demokrat dusuncedeki insanlarin onemli bir kismi bilmektedir ki, sosyal adalet ve esitlik, kendini sol olarak tanimlayan partilerin eliyle gelmemistir ve yakin zamanda da gelmeyecektir. Ayni sekilde dindar insanlar da sunu bilmelidirler ki, eger dindar insanlara karsi belli cevrelerde bir negatif ayrimcilik uygulaniyorsa, bunun cozumu, muhafazakar degerlere onem verdigini her firsatta vurgulayan partiler de degildir. Bunu son yedi yil acik bir sekilde gostermistir.

Bu ulkede birey bazinda ciddi bir fikirsel degisime ihtiyac vardir. Bu isin zorlugu ortadadir, zira cumhuriyet doneminden beri toplumda gorulen direnc, Turk halkinin degisime ne denli kapali oldugunu acik sekilde gostermektedir. Turk halkinin kendini yonetecek kisileri secerken ayni ahiret veya ahiretsizlik gorusunu degil, ayni dunya gorusunu paylasan kisileri tercih etmesi gerektigini anlamasi gerekli.

Kanimca, Turk halkina yapilacak en buyuk iyilik, bireysel bazda bu degisimi tetikleyecek hareketlere destek olmaktir.

Saturday, January 24, 2009

Gulen hareketi

Fethullah Gulen'i anlamakta gucluk cekiyorum.

Gecenlerde Ahmet Hakan Gulen'e acik mektup yazdi kosesinde. Mektubun en onemli noktasi emniyetteki F tipi yapilanma ile ilgiliydi. Ahmet Hakan seffaflasmayi savunuyor ve Gulen hareketinin de daha seffaf olmasi gerektigi konusunda goruslerini bildiriyordu.

Hemen ertesi gunu Gulen'e bagli bir gazetede Gulen'in avukati araciligiyla bir aciklama yayinlandi. Aciklamada F tipi yapilanma reddedildi ve bu konuda acilan davalarin hepsinin reddedildiginin ve hic bir sonuc alinamadiginin alti cizildi.

Ne var ki, mahkeme kararlarini avukat olmayan birisinin teknik yonden anlamasi mumkun degil. Acaba gercekten hic bir turlu yapilanmanin soz konusu olmadigi mi, boyle bir yapilanma olsa bile Gulen'le organik bir baginin olmadigi mi, boyle organik bir bag olsa bile bunun suc teskil etmedigi mi, bunlardan hangisi mahkeme kararidir bilemiyoruz.

Ama bildigimiz bir gercek var ki, Gulen hareketine sempati duyan bircok polis var emniyette. Bu gercege hareketin de itiraz edecegini zannetmiyorum. Nitekim, aralarindan tanidigim kimseler, bunun gercek oldugunu itiraf ediyorlar. Ama bunun sistemli bir sekilde gerceklesmedigini, muhafazar ailelerde yetisen genclerin bir kisminin dogal olarak Gulen hareketine sempati duyduklarini ve bu kisilerin emniyete girmelerinin de birer Turk vatandasi olarak en dogal haklari oldugunu vurguluyorlar.

Ote yandan, ayni dunya gorusune sahip insanlarin birbirlerini kollamalari, sempati besledikleri kimselere daha toleransli davranmalari ve bu harekete zarar verebilecegini dusundukleri kimseler hakkinda da daha bir teyakkuz halinde olmalari da insan dogasinin bir geregi.

Ne yazik ki, devlet tarafindan maaslari odenen kimselerin butun halka esit mesafede durmalari beklenir. Emniyetin gorevi hangi goruse sahip olursa olsun kanunlara gore suc isledigi belirlenen kisileri takip etmesi gerekir. Tekrar ediyorum, hangi goruse sahip olursa olsun... Emniyete bagli binalara girdikten sonra gorevlilerin butun kisisel sempatilerini bir kenara birakarak, tamamiyla objektif olmalari gorevlerinin geregidir. Duygusalligiyla unlu muhafazakar Turk halkina mensup bir emniyet gorevlisinin bu objektifligi ne kadar onemseyecegi de suphelidir.

Yakin gecmiste yasananlar, mesela Ali Kirca'nin iliskilerinin ortaya cikmasi (hatirlayin unlu kasetleri ilk kez kimin haberlerde cikarttigini), Nuh Mete Yuksel'in basina gelenler (hatirlayin Gulen'e acilan davalarda kimin spot isiklari altinda oldugunu), insalarin aklinda ister istemez soru isaretleri olusturuyor. Gulen hareketine mensup kisiler, bu meseleyi "mubarek bir zata" dil uzatan kisilerin Allah tarafindan cezalandirmasi olarak gorebilirler. Ama olaya tarafsiz baktiginiz da, meselenin perde arkasinda Gulen hareketine sempatiyle bakan kisilerin ugrasilanin olabilecegi cok normal gorunuyor.

Yillarca takip edildigini, telefonlari dinlendigini, soylediklerinin manipule edildigini iddia eden Gulen hareketinin onde gelenlerinden gunun birinde daha guclu duruma geldiginde ayni silahlardan mutlak surette uzak durmalari bekleniyor. Oyle degil mi?.. Bir zamanlar kendilerine santaj yapiliyorsa, bugun santajdan en cok kendilerinin uzak durmasi gerekir. Bir zamanlar telefonlari dinlendigi icin "isik evlerinde" telefon bulundurmayan bir hareket devran donup de ayni firsatlara kendileri kavustugunda telefon dinlemekten israrla uzak durmalidir. Yillarca gazetelerin olaylari carpittigindan suni gundemler olusturdugundan sikayet eden bir hareketin, gun gelip de medyanin en guclu ikinci grubu oldugunda olaylari kendi acilarindan yorumlayip manipule etmesinden uzak durmalari gerekir.

Kanimca, bugun Turkiye'de normallesmenin olmasi icin, en buyuk gorev Gulen'e dusmekte. Ergenekon davasi zaten devletin gundeminde. Bu davadan ders cikaran ordu ve yarginin da kendini yavastan da olsa gozden gecirme ve revize etme ihtiyaci hissettigini goruyoruz. Devletin soz geciremedigi toplumun en onemli parcasi ise halkin kendisi. Turk halkinin demokrasiyi tamamiyla icine sindirebilmesi, demokrasinin herkes icin gecerli olan bir temel hak oldugunu kaniksamasi cok onemli. Bu konuda sivil toplum kuruluslarina cok onemli gorevler dusuyor. Bugun Turkiye'de en guclu sivil toplum "kurumu" herhalde Gulen hareketi olsa gerek. Butun kurumlarin daha seffaflasmaya zorlandiklari bir donemde, Gulen hareketinin de bir ic muhasebe yapmasi, hareketin icindeki yapiyi daha demokratik hale getirmesi ve gelecekle ilgili plan ve programlarini negatif unsurlar uzerine kurmaktan ziyade ("ser gucler"le mucadele gibi), pozitif unsurlar uzerine bina etmeleri (yurt disindaki egitim kurumlari gibi) Turkiye'nin hayrinadir. Iste normallesme de boyle baslar.

************
Gunun demokrati: Ahmet Hakan - Hurriyet
Gunun anti-demokrati: Hincal Uluc - Sabah